/Bloomberg’ten Sercan Hacaoglu analizi/

1940’lardan başlayarak, Moskova’ya karşı temkinli olan Türkiye, kendisini Washington’un bir müttefiki olarak konumlandırdı ve kısa süre sonra, Soğuk Savaş sırasında Avrupa’yı Sovyet saldırılarına karşı korumak için kurulan askeri ittifak olan NATO’ya katıldı. 2003 yılında iktidara geldiğinden beri, eskileri üzse de yeni arkadaşlar edinmekte özgür olan Recep Tayyip Erdoğan başlı başına bir güç olarak Türkiye’yi kademeli olarak yeniden icat etti. Politika, Ukrayna’daki savaştan ötürü büyük bir sınavla karşı karşıya. Erdoğan, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini kınadı, ancak Moskova’ya karşı Batı yaptırımlarına katılmaktan kaçındı ve Rus şirketlerini, yatırımlarını ve Türkiye’ye gelen turistleri memnuniyetle karşıladı. Çatışma uzadıkça ve ilgili herkes için riskler arttıkça, Erdoğan’ın dengeleme hareketini sürdürmesi giderek daha zor olacak.
1. Ne değişti?
Soğuk Savaş’ın büyük bir bölümünde Rusya, Türkiye’yi topraklarını savunmak için güçlü müttefikler aramaya zorlayan düşmanca komşuydu. Son on yılda, NATO içinde varlığını sürdürürken Washington’un bazı hasımlarına – Rusya, Çin ve İran – kur yapıyordu. Dünya meselelerinde önemli bir rol edinmeye çalışan Erdoğan, Afrika ve Latin Amerika’da düzinelerce diplomatik misyon açtı ve Türkiye’yi, başlangıçta Orta Asya’ya odaklanan ve şimdi Ortadoğu’ya doğru genişleyen, Çin liderliğindeki uluslararası bir güvenlik grubu olan, Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılan ilk NATO üyesi yapma sözü verdi. Rusya, geçen yıl Türkiye’nin doğal gaz ithalatının neredeyse yarısını oluşturarak ve ülkeye rekor sayıda 4,7 milyon turist sağlayarak önemli bir ekonomik ortak haline geldi. 2019 yılında Türkiye, NATO müttefiklerine meydan okuyarak Rus S-400 füzeleri satın aldı. Rus devlet şirketi Rosatom, Türkiye’nin Akdeniz kıyısında 20 milyar dolarlık bir nükleer santral inşa ediyor ve Türkiye hükümeti ondan bir tane daha inşa etmesini istedi.
2. Erdoğan’ın batılı hükümetlerle ilişkisi nedir?
Erdoğan, batılı müttefiklerinin bir dizi aşağılamalarına kızdı. 2014 yılında ABD, IŞİD’le mücadele çabalarına yardım eden Suriye’deki Kürt militanlara silah sağlamaya başladığında, bağlantılı Kürt ayrılıkçılarla kendi çatışmasını yürüten Türkiye, hareketi bir ihanet olarak gördü. 2016’da, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılmasıyla ilgili onlarca yıllık müzakereler durdu. Türkiye, Washington’un teknolojiyi paylaşmayı reddetmesi nedeniyle benzer bir ABD silahı olan Patriot’u satın alma görüşmelerini bıraktıktan sonra 2019’da Rus füze sistemini teslim aldı. Füze anlaşmasının ardından ABD Başkanı Donald Trump hükümeti, Türkiye’nin F-35 savaş uçağı satın almasını yasakladı. Washington yetkilileri, Rus füzelerinin F-35’in gizli yetenekleri hakkında istihbarat toplamak için kullanılabileceğinden endişeliydi. ABD ve müttefiklerinin çoğu, defalarca Batı karşıtı söylemlere başvuran ve müttefik ülkeleri 2016’da hükümetini devirme girişimini desteklemekle suçlayan Erdoğan’a karşı giderek daha dikkatli davranıyor. Trump’ın halefi Joe Biden, Erdoğan’ı otoriter olmakla eleştirdi.
3. Diplomatik değişimin arkasında ne var?
Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi, uzun süredir batılı ülkeleri Türkiye’nin kendine yeterli bir savunma sanayii ve güçlü bir ekonomi özlemlerini engellemekle suçladığı batı karşıtı, İslami bir siyasi hareketten doğdu. Erdoğan’ın, ABD’de yerleşik olarak kendini sürgüne gönderen bir Türk din adamı tarafından planlandığını söylediği başarısız darbe girişiminin ardından şüpheleri derinleşti. Washington, türk din adamının Türkiye’ye iade edilmesi talebini reddetti. Eylül ayında New York’a yaptığı ziyarette Erdoğan, beş daimi üyesiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin elden geçirilmesi çağrısında bulundu. Dünyanın beşten büyük olduğunu söyleyerek çok kutuplu, çok merkezli, çok kültürlü, daha kapsayıcı ve daha adil bir küresel düzeni savunuyoruz dedi. Buradaki fikir, köprüleri yakmak yerine, Türkiye’nin kendi alternatif ortakları olduğunu göstererek daha fazla avantaj elde etmesidir.
4. Ukrayna savaşı ne fark yarattı?
Ukrayna ihtilafında Erdoğan’ın doktrini hem Moskova’yla ilişkilerini geliştirip hem Kiev’i desteklemesiyle kendini gösteriyor. Rusya’nın Ukrayna’nın dört eyaletini ilhak etmesini kınadı ve Rus gemilerini ve uçaklarını Türk kontrolündeki deniz ve hava yollarından men etti. Erdoğan’ın damadı tarafından yönetilen bir şirket, Ukrayna’ya onlarca silahlı insansız hava aracı sattı. Ancak Erdoğan, Rusya’yı hedef alan yaptırımlara katılmayı reddetti, bazı batılı müttefiklerini savaşı kışkırtmakla suçladı ve onları Rusya’yı “küçümsememeleri” konusunda uyardı. Putin ile Temmuz ve Ekim ayları arasında dört kez bir araya geldi ve Türkiye’yi arabulucu olarak konumlandırdı; Ukrayna’nın Karadeniz limanlarından tahıl sevkiyatlarının yeniden başlamasına ve bir mahkum takasına izin verecek bir anlaşmaya aracılık etti.
5. Erdoğan’ın yaklaşımı Türkiye’ye fayda sağladı mı?
En azından şimdilik ekonomik fayda sağlıyor gibi görünüyor. Rusya’nın yatırımları, Erdoğan’ın gelecek yıl yeniden seçilmeyi istemeden önce istikrara kavuşturması gereken Türkiye’nin sorunlu ekonomisini desteklemeye yardımcı oluyor. Ağustos ayında Erdoğan ve Putin ekonomik işbirliğini genişletme konusunda anlaştılar. Türk yetkililere göre Erdoğan, Rus enerjisinin ithalatı için fiyat indirimi istedi ve bunun için Türk lirası olarak ödeme yapılmasını istedi.
6. Riskler nelerdir?
Erdoğan’ın yaklaşımı, Batı’nın birleşik bir uluslararası cephe oluşturma ve Moskova’yı Ukrayna konusunda rotasını değiştirmeye ikna etme çabalarına meydan okuyor. Ancak ABD Erdoğan’ı cezalandırmaya çalışırsa, istikrarsız Orta Doğu’daki önemli bir ortakla ilişkileri tehlikeye atabilir. Türkiye, Suriye’ye yakın bir hava üssünde ABD nükleer savaş başlıklarına ve NATO’nun balistik füze savunma yeteneklerinin bir parçası olan erken uyarı radarına ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda Türkiye Orta Doğu ve Asya’dan milyonlarca mülteciyi alarak Avrupa için bir tampon görevi gördü. Erdoğan Türkiye’nin yüzünü Rusya’ya doğru döndürürse, Türkiye’nin en önemli askeri ittifakını(ABD) tehlikeye atabilir ve Türkiye’nin ABD yapımı F-16 savaş uçakları satın alması ve diğer askeri teçhizatı yükseltmesi için olası bir anlaşmasını bozabilir. ABD, Türkiye’ye daha fazla yaptırım uygulayabilir. Bu ceza tehdidi, beş Türk bankasının Eylül ayında Rus ödeme sistemini terk etmesine neden oldu.
Selcan Hacaoglu | Bloomberg
26 Ekim 2022’de yayınlandı.
